بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَمَآ أَهْلَكْنَا مِن قَرْيَةٍ إِلَّا لَهَا مُنذِرُونَ ٢٠٨

(208-209) Biz hiçbir memleketi, ona (halkına) öğüd vermek üzere inzâr edici (peygamber) ler (göndermiş) olmadıkça helak etmedik. Biz zulmedenler değiliz.

– Hasan Basri Çantay

ذِكْرَىٰ وَمَا كُنَّا ظَٰلِمِينَ ٢٠٩

(208-209) Biz hiçbir memleketi, ona (halkına) öğüd vermek üzere inzâr edici (peygamber) ler (göndermiş) olmadıkça helak etmedik. Biz zulmedenler değiliz.

– Hasan Basri Çantay

وَمَا تَنَزَّلَتْ بِهِ ٱلشَّيَٰطِينُ ٢١٠

Onu (Kur'ânı) şeytanlar indirmedi.

– Hasan Basri Çantay

وَمَا يَنۢبَغِى لَهُمْ وَمَا يَسْتَطِيعُونَ ٢١١

Bu, onlara hem yakışmaz, hem onlar (buna esasen) güc yetiremezler.

– Hasan Basri Çantay

إِنَّهُمْ عَنِ ٱلسَّمْعِ لَمَعْزُولُونَ ٢١٢

Şübhe yok ki onlar (meleklerin sözünü) işitmekden kat'î surerde azledilmişlerdir.

– Hasan Basri Çantay

فَلَا تَدْعُ مَعَ ٱللَّهِ إِلَٰهًا ءَاخَرَ فَتَكُونَ مِنَ ٱلْمُعَذَّبِينَ ٢١٣

Sakın Allah ile beraber diğer bir Tanrı daha çağırma. (Sonra) azâblandırılanlardan olursun.

– Hasan Basri Çantay

وَأَنذِرْ عَشِيرَتَكَ ٱلْأَقْرَبِينَ ٢١٤

Sen (ilkin) en yakın hısımlarını inzâr et.

– Hasan Basri Çantay

وَٱخْفِضْ جَنَاحَكَ لِمَنِ ٱتَّبَعَكَ مِنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ ٢١٥

Mü'minlerden sana tâbi' olanlara kanadını indir.

– Hasan Basri Çantay

فَإِنْ عَصَوْكَ فَقُلْ إِنِّى بَرِىٓءٌ مِّمَّا تَعْمَلُونَ ٢١٦

Bunun üzerine eğer sana isyan ederlerse de ki: «Ben sizin yapageldiklerinizden hakikaten uzağım».

– Hasan Basri Çantay

وَتَوَكَّلْ عَلَى ٱلْعَزِيزِ ٱلرَّحِيمِ ٢١٧

Sen O mutlak gaalib, O çok esirgeyici (Allaha) güvenib dayan.

– Hasan Basri Çantay

ٱلَّذِى يَرَىٰكَ حِينَ تَقُومُ ٢١٨

(218-219) (Öyle mutlak gaalib, öyle çok esirgeyici) ki O, (namaza) kıyam etdiğin vakit seni ve secde edenler içinde dolaşmanı (dâima) görendir.

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu